İlişkiniz size  zarar vermesine rağmen bırakamıyorsanız, "Yapabileceğim bir şeyler var, Bu Kadar emek verdim,Başka birini benden daha çok severse" gibi düşünceler varsa ve o kişiyi hayatınızın odak noktasına getirdiyseniz kendi benliğinizi kaybetmişsiniz demektir.

İlişkiyi  bitirmek için kuvvetli sebeplerimiz olsa dahi bitiremediğimiz zamanlar oluyor ve bunun için çeşitli bahaneler bulabiliyoruz.

Peki bu durumda bizi ayrılmamaya iten ve sonrasında zorlayan şeyler neler...


ilk olarak başarısızlık korkusu uğraşlar, emekler verdiğiniz ilişkinin sona gelinmiş olması zordur. Adaptasyon,uyum hayatınızda belirli bir rutin arayan birisi iseniz ilişki bitiminden sonraki süreç sizi düşündürüp korkutabilir.Alışılmışın,rutinin dışına çıkamamak kendinize ilişkiyi bitirmeme adına sunacağınız bahanelerden biridir ve buna inanırsınız.Daha iyisini bulamama korkusu ilişkiyi sonlandırmama için karşınıza çıkan engellerden biridir.Bu durumda ayrılma nedenlerini kişiselleştirip  ilişkideki bütün sorunları omzumuza  alırız ve ilişkiyi kaybetmemek adına tek taraflı emek sarf ederiz. İlişkiyi sonlandırırsak bir daha bir ilişkiye  başlamayacağımız inancına kapılırız.

Peki tüm bu durumlarda ne yapabiliriz..

  • İlk aşamada ilişkinin zarar verdiğini devam ettiği takdirde ruh ve beden sağlığınızı bozacağını kabul edin.Eğer bu sorunu halletmezseniz daha büyük sorunlara yol açacağını unutmayın.

  • Bugüne kadar önceliğiniz hep karşınızdaki kişiydi her anı ona göre planlıyordunuz.Artık kendinizi düşünme vakti.Öncelikle "HAYIR" demeyi öğrenmelisiniz.

  • Bağımlı ilişkilerdeki en büyük nedenlerden biride karşıdaki kişinin onu sevmediğini kabul etmemeleri mutsuz giden ilişkide durum ortadır. Sadece bununla yüzleşmeli ve kabul etmelisiniz.

  • Kendimiz ve karşımızdaki için zor olmayan acı çekilmeyecek bir ayrılık arıyoruz.İlişkinin bitmesi gerektiğinin farkında olduğumuz halde sonrası bizi korkutabiliyor yapmamız gereken sonrasında yaşanacak olan acıyı kabullenmek ve sorumluluk almaktır.

  • Eş şeçimi karmaşık bir faktördür.Bizi olduğu gibi kabul edebilen ve yanında olduğumuz gibi davranabileceğimiz biri ile hayatımızı birleştirmeliyiz.

  • Doğru kişiyi bulmak diye bir şey yok bir ilişkide veya evlilikte doğru kişi olmak vardır.

  • Kendi başına mutlu olamayan bir kişi evlilikte de mutsuzluğunu artıracaktır.Beklenti ilişkinin ve evliliğin baş düşmanıdır.Çünkü bu beklentiler karşılanmayınca mutsuz olunur.

  • Bağımlılığı tetikleyen en önemli unsur, ilişkinin yarım kalmasıdır. Sevgiliniz terk edip gitmişse bunu tamamlama olanağı yok. Düşünün: Hangi olumsuz yanları var? O gerçekten de aradığınız kişi miydi? Ailesi, kültürü, terbiyesi, kişisel özellikleri sizi tamamlıyor muydu? Arkadaşlarınız ve aileniz onun hakkında ne diyor? Bağımlıyken tüm bunları duymak ya da düşünmek bile istemiyordunuz. Öyleyse şimdi düşünün. Hatta onun olumsuz özelliklerini bir kağıda yazıp defalarca okuyun. Şunu belirteyim; bu olumsuzluklar evlenseniz bile değişmeyecekti. Çünkü değiştirmeniz mümkün değildi. O zaman şu yargıya varabilirsiniz: Zaten devam etseydik bir süre sonra ayrılırdık.
İlişkinizde sırf yalnız kalmamak korkusuyla ilişkinize tutunduğunuzu hissediyorsanız,Karşılıklı sözler tutulmuyorsa,Karşılıklı beklentileriniz birbirine oldukça zıtsa ve bu beklentiler rutin tartışmalara yol açıyorsa,Kendi benliğinizi kaybettiğinizi düşünüyorsanız ilişkinizi gözden geçirmekte fayda var.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TUVALET EĞİTİMİ