Kayıtlar

Ekim, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
YEME SORUNLARI Çocukların yemek yeme tutumları bazen iç dünyalarındaki çocuk psikolojisini yansıtır,  Bir üzüntü, endişe, kıskançlık da çocukların iştahını etkilemektedir. Yemek yemeyen çocuklar yemeğiyle oynar, ağzında tutar ve bazen de yutmaz, konuşarak oyalanır, kalkıp dolaşmak isterler. Çocuğun iştahsızlığı, fiziksel bir sağlık nedeniyle olabileceği gibi (kansızlık, bağırsak parazitleri, nezle-grip), çocuk psikolojisi sorunlarından dolayı da kaynaklanıyor olabilir. Yeme sorunlarının başında gelen, yemeği reddetme ya da seçici davranma çocuklarda sık görülen olumsuz bir yeme davranışıdır, büyük ölçüde psikolojik nedenlerle ortaya çıkar. Çoğu durumda çocuk iyi besleniyor, ancak sizin beklentiniz doğrultusunda yemiyordur. Örneğin çocuğun daha iyi, daha çok yemesini istiyorsunuzdur. Bu yaşlarda beslenme, çocuk ve bakım vere arasında duygu alışverişini belirtmenin en iyi yoludur. Çocuk, ona bakan kişilerin bu konuya verdikleri önemin bilincine kolaylıkla varır. Bunu kendi il
Resim
ÇOCUKLARIN AĞLAMASI NİÇİN GEREKLİDİR? Çocukların, rahatsız edici deneyimlerinin etkilerinden kurtulup kendilerini iyileştirmek için, ağlayıp öfkelenerek acı verici duygularını ifade etmeye ihtiyaçları vardır. Ağlamayı acı çekmekle özdeşleştirilen bir kültürel anlayış vardır ve anne babalar çocukların ağlamayı kestiğinde daha iyi hissedeceğine inandırılmıştır. Gerçekte tam tersi doğrudur. Ağlamak acı çekmekten kurtulma sürecidir ve çocuklar gözyaşı dökme özgürlüğüne kavuşmadıkça kendilerini daha iyi hissedemezler.   Küçük çocukların hayatında birçok stres kaynağı vardır. Bu stres kaynaklarının hepsi ağlama ihtiyacı doğurur. Maalesef küçük çocuklar her zaman neden ağladıklarını ifade edemezler dolayısıyla çocuğunuzun neden ağladığını bilemezsiniz. Burada önemli olan çocuğunuzun ağlama sebebini bilmeniz değil, çocuğunuzun ağlamasını kabul etmenizdir. Nedeni söze dökülse de dökülmese de ağlamak yararlıdır. ÇOCUĞUM AĞLADIĞINDA NE YAPMALIYIM?   Çoğumuz ağlamanın kabul
Resim
   EBEVEYN TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KİŞİLİK GELİŞİMİNE ETKİSİ Yıllar boyunca pek çok ebeveyn ile tanıştım ,hepside çocuk büyütmenin zorluklarını onlar için her şeyin en iyisi istediklerinden bahsettiler. Bütün ebeveynler çocuklarının mutlu ,başarılı doyurucu bir geleceğe sahip olmalarını ister. Peki tüm bu özelliklere sahip olmaları için neler yapar ne kadarı doğru yaparlar. Gelecek nesilleri yetiştiren siz anne babaların çocuk eğitimi yönünden insan ilişkileri ve iletişim yönünden, bilgili, bilinçli ve duyarlı olması çok önemlidir. Bunun için anne babanın yaklaşım tarzı, tutumu en büyük etkendir. Gelin birlikte bakalım bu tutumlar nelerdir… BASKICI – OTORİTER TUTUM                                                              Baskıcı ebeveyn, çocuklarının davranışlarını, hiç esnemeyen, mutlak ölçütlere göre biçimlendirme, denetleme ve yargılama eğilimindedir. Çocuğa olur olmaz kurallar koyma ve yaşanmaz kurallar ile çocuğu yetiştirme ön plandadır. Sıkı eğitim ve disi
Resim
TERK EDİLME KORKUSU........  Aslında doğruyu kişiyi bulmak  diye bir şey yoktur. ilişkide doğru kişi olmak vardır.Bazen ilişkide,evlilikte yolunda gitmeyen durumlar olabilir.Bu durumda ilişkinin bitmesi,eviliklerin sonlanması gerekir. Terk edilme endişemiz bir çoğumuzda maalesef ilişkilerimizin yenik başlamasına neden olabiliyor. Bir çoğumuz hayatta içsel deneyimlerden kaynaklı ayrılma,terk edilme endişesi yaşıyoruz. Peki terk edilme ,ayrılma birileri için hayat zorluğu iken bir başkası için neden kimliğin bir parçası,hayat sorunu haline gelir. Bu tür duyguları yaşayan kişilere bakıldığı zaman güven,huzur,kabul edilme gibi temel gereksinimler yeterli şekilde giderilmemiş olduğu görülmektedir. Bu tarz korkumuz varsa karşı tarafı değiştirmek yerine bizim tarafımızda neler oluyor ona bakmalıyız.. Bize bu duyguyu yaşatan şeylere terk edileceğimizi hissettiren durumların gerçekliğine bakmak ,olumsuz senaryolar  içinde boğuluyorsak bunu olumluya çevirmek. Sevilmediğimize, eksik
Resim
Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan Çocuğa Ebeveynin Yaklaşımı Nasıl Olmalıdır ? Dikkat eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) okul öncesi dönem ve okul çağı çocuklarında belirgin hale gelen bir bozukluktur. Çocuğun davranışlarının düzenlenmesinde aile ve öğretmene önemli görevler düşer. Anne-babaların ve öğretmenlerin yapabilecekleri oldukça geniş kapsamlıdır. 1  1.   Çocuğunuzda DEHB olduğunu kabul ediniz. Çocuğunuzun diğer çocuklara oranla bazı zorlukları olduğunu bilmelisiniz. Gerçeği gizlemeye çalışmak ve sorunları konuşmaktan kaçmak, çocuğunuzda sadece ‘ondan rahatsız olduğunuz' ve ‘memnun olmadığınız' fikrini doğurur.   2.Çocuğunuza yaşam boyu onu seveceğiniz ve ona bağlı olduğunuz düşüncesini veriniz. Ebeveyn olmanın en hassas ve can alıcı noktalarından biri de çocuğa onu daima seveceğinizi ve bağlı olduğunuzu hissettirmenizdir. Çocuğunuz hoşlanmadığınız bir şeyler yapsa da onu kayıtsız şartsız sevdiğinizi düşünmelidir.