-
                                 




OKULA YENİ BAŞLAYACAK ÇOCUKLARDA UYUM

SÜRECİ

                           
                                       




ANAOKULUNA YENİ BAŞLAYAN ÇOCUKTA UYUM SÜRECİ

Anaokuluna başlama olayı çocuğun topluma karışma sürecinde çok önemli bir basamaktır. Okul öncesi eğitim, bir anlamda çocuğun aile dışına attığı ilk adım olarak düşünülmelidir. Çocuk, anaokuluna başladığı zaman tüm kurallarını bildiği aile ortamından, henüz hiçbir kuralını bilmediği, tanımadığı kişilerin bulunduğu bir ortama girmektedir. Bu yeni durum, tabii ki çocuklarda uyum sorunu yaratabilir.  Anaokuluna yeni başlayan çocukta başlangıçta belirsizlik ve terk edilme (ayrılma)  kaygısı yaşanır.  Ancak çocuk ortama alıştıktan ve öğretmenlerini tanıdıktan sonra kaygılar ortadan kalkar.  

Bu süreçte ailenin  kararlılığı ve iç rahatlığı çocuğun uyum süreci için çok önemlidir. Yani çocuğun anaokulu başlama sürecinde ebeveynin de duygusal olarak hazır olması gereklidir. 





UYUM SÜRECİNİ KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN İZLEYEBİLECEĞİ YOLLAR:

Ebeveynin göstereceği kararlılık, sabır, okul öncesi eğitime ve başladığı eğitim kurumuna gösterdiği inanç ve güven çocuğun uyumunu kolaylaştırır.

1. Anaokulu hakkında çocuğa açıklama yapmak ve anaokulunu tanıtmak uyumu kolaylaştırır. Çocuğun okulu sevmesi, istemesi ve uyumu için anne çocukla birlikte okula gitmeli, çocukla okulun her tarafını (grupları, oyun salonlarını, yatakhaneyi, yemekhaneyi, tuvalet ve lavaboları vb.) gezmeli, çocuğu öğretmen ve idarecilerle tanıştırmalı.

2. Anaokulunun sadece çocukların bulunduğu bir yer olduğu söylenip anne ve babaların bulunmadığı, işe gittiği açıklanmalıdır. Çocukla okula geliş gidiş saatleri ile ilgili konuşmalı, sadece belli bir zaman dilimi içinde anaokulunda kalacağı söylemeli, onu alabileceği süreyi onun anlayacağı terimlerle anlatıp, o süreyi geçirmeden almaya dikkat etmelidir.             
              
3. Anaokulun her gün gidilmesi gereken oyun, arkadaş ve eğitim yeri olduğu anlatılmalı ancak abartılmış ve yanlış bilgi verilmemelidir. Aksi durumda çocuk kendisine anlatılanlarla bulduklarını karşılaştığında aradığını bulamayacak ve okula güveni kalmayacaktır.  


5. İlk günlerde fazla soru sormak, kurumu fazla övmek, ne yediği ile ilgilenmek çocuğun uyumunu bozabilir. Sadece ”Günün nasıl geçti?” diyerek kendisinin anlatması beklenilmeli. Çocuğunuzun durumuyla ilgili istediğiniz sıklıkta telefon ederek direkt kurumdan bilgi alınız. (Yedi-yemedi; ağlıyor, oynuyor vb.) Çocuğu sorularla bunaltmak yerine kendi anlattığı bir şey olursa onu dinleyip, ne kadar takdir ettiğinizi ve okula başladığı için onunla ne kadar gurur duyduğunuzu belirtebilirsiniz.



İLKÖĞRETİME YENİ BAŞLAYAN ÇOCUKTA UYUM SÜRECİ


Ailede sosyalleşmeye başlayan çocuklar, yeni süreç ile buna okulda devam ederler. Ancak okul yaşamının ilk adımı öncesinde kimi çocuklar heyecanlı, kimisi ise korkulu bir bekleyiş yaşarlar. Çocuklar, okula başlayarak yaşamlarının yeni bir aşamasına geçtikleri bu süreçte ebeveynin desteğine büyük ihtiyaç duyarlar. 


Normal bir gün gibi davranın: Çocukları bu ilk güne hazırlarken, veliler çocuklardan daha telaşlı olabiliyorlar. Ebeveynin bu durumu çocuğu da oldukça etkileyebilir. Dolayısıyla normal bir günmüş gibi davranmak çocuk için de oldukça önemlidir. İlk günde her çocukta kaygı görülebilir ancak endişe etmeyin.

Yanında olun: Çocuğunuzun ilk gününde onun yanında olmalısınız. Çocuğun ilk gün yaşadığı en önemli kaygısı, sürekli okulda kalacağı ve eve dönmeyeceği ile ilgilidir. Bu tip kaygıların giderilebilmesi için çocuğa net bilgiler verilmeli ve onu rahatlatmalısınız.


Dikkat Edilmesi Gereken Diğer Noktalar:

•  Çocukla her zaman açık ve anlaşılır tarzda konuşulmalı. Okula gitmek istemiyorsa açıkça bu korkusunun nedenleri ve endişeleri ortaya çıkarılmalı. Ancak bu kesinlikle aşağılayıcı ve küçük düşürücü tarzda yapılmamalı.

•  Sadece onun değil, her çocuğun bunu yaşayabileceği söylenmeli.

•  Çocuklar için en önemli şey güven. Bu nedenle çocuğa güven duygusu verilmeli. 
“Buralardayım”, “çıkışta seni alacağım”, “beni göreceksin”, “kapıda olacağım” gibi cümlelerle çocuk sakinleştirilmeli. İlk günlerde bakım elemanlarının çocuklarını okullarda yalnız bırakmamaları çocukların güvenlerini kazanmaları açısından gerekli olabilir.

•  Kesinlikle karşılaştırıcı bir tutum içinde olunmamalı, başka çocuklar “iyi örnek” olarak gösterilmemeli. 




Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

TUVALET EĞİTİMİ

-
Resim
                                                                                                                                             TUVALET EĞİTİMİ Tuvalet eğitimi çocuğun birey olma yolundaki en önemli basamaklardan biridir.18 ay ve 3 yaş arası çocuklar tuvalet eğitimi için hazır olduğu dönemdir.Bu dönem çocukların bireysel özelliklerinden dolayı farklılık gösterebilir. Tuvalet eğitiminde en önemli şey çocuğun buna kendini hazır hissetmesidir. Peki çocuğun buna hazır olduğunu nasıl anlarız.. * Lazımlığa oturuyor ve ilgisini çekiyorsa, *Bezi en az 3-4 saat kuru kalabiliyorsa, *Islak veya kakalı bezinden rahatsız olup buna huzursuzlanıyorsa, *Kaka,çiş kelimelerini kullanıyor tuvaleti biliyor ve işaret ediyorsa tuvalet eğitimine hazır demektir. Dikat etmeniz gerekenler.. *Tuvalet ve lazımlıkla önceden tanıştırın. *Bu sürece başlamadan önce tuvalet eğitimi ile ilgili hikaye ve kitaplar temin edin. *Çocuğunuza bunu uygun bir dille söyleyin. *Gün içinde b
Devamı
-
Resim
Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan Çocuğa Ebeveynin Yaklaşımı Nasıl Olmalıdır ? Dikkat eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) okul öncesi dönem ve okul çağı çocuklarında belirgin hale gelen bir bozukluktur. Çocuğun davranışlarının düzenlenmesinde aile ve öğretmene önemli görevler düşer. Anne-babaların ve öğretmenlerin yapabilecekleri oldukça geniş kapsamlıdır. 1  1.   Çocuğunuzda DEHB olduğunu kabul ediniz. Çocuğunuzun diğer çocuklara oranla bazı zorlukları olduğunu bilmelisiniz. Gerçeği gizlemeye çalışmak ve sorunları konuşmaktan kaçmak, çocuğunuzda sadece ‘ondan rahatsız olduğunuz' ve ‘memnun olmadığınız' fikrini doğurur.   2.Çocuğunuza yaşam boyu onu seveceğiniz ve ona bağlı olduğunuz düşüncesini veriniz. Ebeveyn olmanın en hassas ve can alıcı noktalarından biri de çocuğa onu daima seveceğinizi ve bağlı olduğunuzu hissettirmenizdir. Çocuğunuz hoşlanmadığınız bir şeyler yapsa da onu kayıtsız şartsız sevdiğinizi düşünmelidir.
Devamı
-
Resim
               ÇOCUKTA TRAVMA  K işinin kendisi, ailesi ya da yakınlarının fiziksel bütünlüğüne ya da yaşamına yönelik ciddi bir tehdidin olması,  içinde bulunduğu toplumun beklenmedik bir andahasar görmesi, bir başka kişinin ciddi biçimde yaralanmasına ya da ölümüne tanık olunması gibi normal insan yaşantısının dışında olan ve herkeste fark edilir düzeyde stres yaratan olaylar  travmatik  olaylarlar psikolojik travmadır.   • Ebeveyn-çocuk ilişkisinde güvenli bağlanma olduğunda, aile içinde iletişim kuvvetli olduğunda ve duygular dile getirildiğinde çocuğun travma ile baş etme becerisi de artar.                                     Travmatik yaşantılar  —  Doğal afetler(deprem, tsunami, sel, yangın, kasırga, heyelan) —  İnsan eliyle travma(cinsel istismar/taciz/tecavüz, ensest, işkence, şiddet, aile içi şiddet, savaş, yerinden edilme/zorunlu göç) —  Diğer(trafik kazası, yakın kaybı, ölümcül hastalık, iş kazası/kaybı, boşanma/ayrılık vb)      
Devamı